What Doctors Don’t Tell You
[Doktorların Size Söylemediği Şeyler]
What Doctors Don’t Tell You adlı dergi, Doktorların Size Söylemediği Şeyler olarak tercüme edilebilecek bir isme sahip. Derginin adı gerçekten de çok ilginç ve iddialı. Basılı sürümü bende olmadığı için sadece PDF’sine baktım. Derginin adı bu kadar iddialı ise içerikte mutlaka aynı şekilde olabilir diye düşündüm. Dergi İngilizce olduğu için ayrıntılı inceleme durumum yok. Ben sadece Covid üzerine yazılmış (kapak resmi) haber ve yeni yapılmış bir çalışma üzerine derlenen yazıyı makine çevirileriyle okumaya çalıştım. Derginin haber kısmında “Covid vaccines more dangerous than the virus” (s.17) covid aşılarının, virüsten daha tehlikeli olduğunu bildiren ve devamında yapılan çalışma hakkında kısa bilgilendirme sunuyor. Hatta aşının (mRNA’lar) plasebodan bile daha etkisiz ve yan etki riskinin de yüksek olduğunu öne sürüyordu. Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), aşıya hızlı onay vermek için advers (yan etki) olaylarını görmemezlikten geldiğini de belirtiyor.
Dergi öncelikle kısa kısa çeşitli sağlık haberlerini verdikten sonra ana konu ve devamında diğer araştırma konularını işliyor. İçindekiler kısmına baktığımızda:
++ News (bazı haberleri okumaya çalıştım)
++ Depression and a very unbalanced theory
++ Safety last: How the FDA overlooked vital Covid vaccine studies (bunu okumaya çalıştım)
++ The formula for a good night’s sleep (and a good start to the day)
++ Finding fertility
++ HRT: The full story
++ Catching it early
++ A Holiday Gone wrong
++ How I beat hemorrhagic stroke
++ CRACKING THE COVID CURE
++ Giving your body a deep clear-out
++ The gift of menopause
++ Delicious ways to end joint pain
++ Keeping your pet’s brain sharp
++ Industry lobbying is changing public health messages: Money first, health last
++ A news tudy claims statins don’t cause musde pain: It’s just old age
Safety last: How the FDA overlooked vital Covid vaccine studies ve haberler kısmında özellikle mRNA aşılar üzerine yapılan en son analizler üzerine bilgiler veriyor. Ve mRNA aşılarının söylendiği kadar etkisi var mı? Plasebo karşılaştırması, FDA ve AB’deki ilaç düzenleyici kurumların nasıl çalıştığını; sosyal medya dedikleri (esasen teknofaşist yapılanmalar) yerlerde “farklı”, “aykırı” fikirlerin nasıl sansüre uğradığı, kapatıldığı bilgilerine de kısaca değiniliyor. (Ülkemizde de en son çıkan “sansür yasası”nın kaynağı da onlar olabilir.)
Maalesef egemen güçlerin elinde olan ana akım medya da farklı bir yazı bulmak olanaksız (yazanlar da hemen dışlanır). Bu covid döneminde en soldan en sağa tüm güçler tek bir çatı altında birleştiler: Aşı koalisyonu. Bunların söylemi dışında herhangi bir şey söylendiğinde her türlü hakarete uğrayanlar da maalesef oldu. Sadece onların her şeyi bildiği onlar dışında herkesin cahil olduğu (?) bir dönem geçirdik. Hatta bazıları kalktı “hocam sana inanmayacağız da kime inanacağız” diyecek kadar akıllarını kiraya verdiler.
Bilim DİN değildir. Bilim İNANÇ değildir. Bilim DOĞMA değildir. Bilim, sürekli kendini kendinle sorgulayarak ilerler. Bir yerde durmaz. O anki çalışma doğru olabilir ama onun dışındaki tüm çalışmaların yanlış olduğu anlamına gelmez. Sonraki çalışma önceki çalışmayı bazen yıkar geçer. O doğrultuda bilim “belirlenmiş inanç sistemi” değildir. Sürekli teorilerle gelişir. Bilimi bir noktaya ancak belli çıkar grupları hapsedebilir. Onlarda istedikleri şeyleri almak için her türlü yolu kullanırlar, kullanıyorlar.
Salgının başladığı dönemden bu zamana kadar ülkemizde, Avrupa ve Amerika’da “ölümü gösterip sıtmaya razı” edecek görüntülerle toplum korkutuldu. Daha advers (yan etki) raporları çıkmadan kimyasal sıvıları, yangından mal kaçırırcasına “acil koduyla” FDA’dan onaylattılar. Ama FDA’yı, DSÖ’yü kimse sorgulamadı, sorgulatmadılar. Eski FDA yöneticisinin kısa süre önce Pfizer’de iş başı yaptığını kimseye söylemediler. Bu bilgiler meraklı olan kişiler tarafından zaten bulunabiliyor. Hatta çok yakın bir zamanda Pfizer’in üst düzey yetkilisi de “bu aşıların yayılmayı durdurmak için test edilmediğini” de itiraf ediyor.
Bilimi ortaçağ karanlığı içine çekip “egemenlerin” emrine amade kılıp onların “bizlere” şifa dağıtmasını ağzımız açık şekilde bekledik. Farklı bir şey söyleyenlere “vatan haini, yobaz, gerici, aşı karşıtı, bu aşı karşıtlarının üç beşini Taksim’de sallandıracaksın bak daha böyle konuşurlar mı gibi gibi nefretlerini kustular”.
Bu yazılar da şunu sorguluyor: FDA aşıların güvenilir olduğunu hangi parametrelere göre olumlu bakarak onayladı. FDA’nın yapısı gereği onaylamama imkanı var mı? FDA’nın finansörü kimler ? (parayı veren düdüğü çalar misali mi?). Ya da ülkelerdeki sağlıkla ilgili “kurum”, “birlik”ler de ne kadar sağlıklı? Onları da sorgulamak gerekiyor? Adı, bilmem ne sağlığı vakfı, derneği, kurumu demekle bağımsızlık olunuyor mu? İlaç şirketlerinden besleniyor musunuz, beslenmiyor musunuz? Yönetici kadrolar doğrudan veya dolaylı ilaç şirketleriyle bir bağı var mı? İlaç şirketlerinin düzenlediği tanıtım toplantılarında arzı endam ettiniz mi etmediniz mi? Mevzu aşı karşıtlığı değil. Doğal olarak birileri de bir şeyin karşıtı da olabilir. Kime ne?
“Safety last:…” yazısına istinaden orada sorulan soruları biraz daha genişleterek şunları da sorabiliriz: https://bit.ly/3FEFSPe adlı bağımsız (about kısmında kendisinin hiçbir yerden para almadığını belirtiyor) bir sitede anlık Covid tablosu yayımlanıyor (site, “translate” ile daha rahat okunup anlaşılabilir). Bu tabloya bakıldığında; ülkeler, nüfusları, covide yakalanan kişi sayısı, ölüm sayısı yer alıyor. Bu tabloyu çözümlemek için ileri derece matematik bilgisine gerek yok ya da fizik, kimya, biyoloji, sosyoloji bilmeye de gerek yok. Basit, sadece dört işlemi bilen herkesin çok rahat yapacağı hesaplamalar ile nüfusun / ölüm oranı; yakalanma / ölüm oranları ortaya çıkıyor. Uzay geometrisi, türev, integral, diskriminat gibi gibi bilgilere de hiç gerek yok. Burada her şey açık ve net. Bunu bilenler zaten salgının bir yerlerden “türetilmiş” ve toplumu korkutmak; aşı ve ilaçlara bağımlı hale getirip sömürmekten başka bir şey olmadığını biliyor. Buradaki ölüm oranları bindelik ve en baba yerde yüzde 1,5-2′ ile ifade ediliyor. Birilerinin bahsettiği aşırı ölüm vakalarını, normal gripten ölümlerle kıyasladıklarında aradaki farkın ne olduğunu söylebilirlerse, ona göre bir değerlendirme de yapılabilir.
Ayrıca “Safety last”… yazısı içinde adı geçen Dr. Malcolm Kendrick’in kendi sitesinden de takip ederek güncel covid bilgilerine ulaşılabilir: (sayfa “translate” yaptırıldığında konu rahat bir şekilde anlaşılabiliyor) https://bit.ly/3uy4zX2
Eğer bu iki mRNA aşısıyla ile ilgili veriler doğru çıkarsa (etkili olmadığı ve plaseboya oranla yan etkisinin yüksek olduğu) bu bilimciler ne diyecek? Şunu sormak gerekiyor: Ülkemizde Pfizer’in mRNA aşılarından sonra kalp krizi geçirme olasılığında bir artış oldu mu? Yine bu dönemde ölüm oranlarında ciddi bir fark ortaya çıktı mı? Bunlarla ilgili bir çalışma (nedensellik – korelasyon vb.) yapıldı mı? Bu dönemde özellikle kalp krizinden ölenlerin aşı durumuna bakıldı mı? Bakıldıysa hangi aşı gruplarında -diğer etkenler sabitken- daha fazla? Kalp krizi kaynaklı ölümlerde yaş aralığında önemli bir değişiklik oldu mu? Aşı yaptırmayanlar da bu oran belli mi? Gibi yüzlerce soru sorulabilir. Bizlerin bunları sorması en doğal hak ve bunların cevaplaması da ilgili kurumlardan beklemek de hakkımız.
Derginin 32. sayfasında ” The public has the right to know the real safety of the Covid vaccines—any medication, come to that—even while it may accept that they have been a good thing that have stemmed the Covid tide”. [Halkın, Covid dalgasını durduran iyi bir şey olduğunu kabul etse bile, Covid aşılarının gerçek güvenliğini bilmeye hakkı vardır.] Güvenirliğini bilmeye hakkımız var. Güvenirlik testinden geçmeyen herhangi bir ürün piyasadan nasıl toplatılıyorsa bunların güvenlik testlerini bilmeye hakkımız var. Bir oyuncak bile testten geçmediğinde, piyasadan toplatılıyorsa bir oyuncak kadar da mı değerimiz yok diye de bir soru ortaya çıkıyor.
Derginin 25.sayfasında yer alan “Covid- 19 news” kısmı içinde “Heart surgeon warns about Covid vaccine damage” başlıklı bir habere göre: ” Japonya’daki Okamura Memorial hastanesinden Kenji Yamamoto bir tıp dergisine yazdığı açık mektupta doktorların her gün artan sayıda aşıyla ilgili vakalar görmesine rağmen medyanın “önyargılı propaganda”, nedeniyle vakalar hakkında haber yapmadığını söyledi.” Özellikle ikiden fazla yapılan mRNA aşılarının 8 ay geçtikten sonra etkisiyle ilgili bir yazı yer alıyor. Bu konuyla ilgili çalışmaya da bu adresten erişilebilir: https://bit.ly/3FDIcFY
Derginin Türkçe baskısı olmadığı gibi Türkiye’de satışı da yok. Dergiyi ancak kendi sitesinden (https://www.wddty.com) veya aylık/yıllık üyelik karşılığı (kampanyalarda çok uyguna geliyor) çok farklı ülke ve dillerde yayımlanmış dergileri PDF olarak satan, https://bit.ly/3iHQLXf sitesinden ulaşabilirsiniz. Bu derginin geçmişten günümüze eğilimi nedir ? Bunu bilmiyorum ben sadece bu sayı ve içindekilere baktım. Lakin içindekiler kısmından hareket ettiğimizde, keşke bu derginin Türkçe baskısı olsa diye de düşündüm.
Ezcümle: Aralık/Ocak 2023 dergisi sayesinde bazı şeyler öğrendim. Doktorların Size Söylemediği Şeyler hakkında medyada da çok bilgi yer almıyor. İngilizce bilenlere tavsiye ediyorum. Özellikle konu içindeki atıf yapılan kaynaklara da bakılmasında fayda var. Ben bu şekilde görüyorum ve inanıyorum. Bu yazı 14 Aralık 2022 tarihinde eklendi.